Hevesle başladığımız blog yazarlığı, zaman içerisinde motivasyon eksikliğinden veya kendi kendimizce uydurduğumuz ve hiçbir zaman geçerliliği olmayan bahaneler üreterek ara ara yazmayı erteliyoruz.
Eminim bu söylediğim şeyleri birçoğunuz yaşadınız veya yaşıyorsunuz. Blog yazarı olan kişi bu işi zevkle yapmalı. Kendini bunu yapmak için zorlamamalı. Blog yazarlığına hemen herkes kendi istediği için yazmaya başlar. Zamanla bu isteğin yerini okuyucularınız için yazma isteği alır. İşin keyfi de işte o zaman başlıyor. Maalesef birçok kişi daha bu keyifli aşamaya gelemeden sıkılıp vazgeçiyor. Başlarda “Zaten yazımı kimse okumuyor” gibi bir düşünce bir çok kişide oluyor. Buna ben de dahildim. Boşuna yazıyormuşsunuz gibi hissetmeniz gayet normal. Birkaç ay daha sabrettiğinizde amacınıza ulaşmanın verdiği o keyif çok farklı oluyor. Başarı hiçbir zaman çabuk elde edilebilen bir şey değil.
Yazdığınız yazılar beğenilmeye başlandığında moraliniz ve yazma isteğiniz artacak. Hele ki tanınmaya ve bir çevre edinmeye başladığınızda, aldığınız güzel yorumlar sizi daha da memnun edecek. Açıkçası o seviyeye geldiğinizde hafiften egonuz tavan yapabilir. Zaten bu noktada yazılarınıza atılan yorumlar, eğer belirli bir konuda bilgiliyseniz e-mail ile size sorulan sorular artacak. Kısacası bir işe yaradığınızı ve bir şeyleri başarmaya başladığınızı hissedeceksiniz. Kazanacağınız hiçbir para size bu keyfi veremez.
Bunların hepsi blog yazma isteğini tetikleyecek şeyler. Bunların hepsi maddi değil, manevi şeyler. Zaten biz mutlu olmak için manevi şeyleri ön planda tutmuyor muyuz? Aşk, sevgi, arkadaşlık, dostluk gibi…
Yukarıda yazdığım şeyleri de içine katarak benim blog yazma isteğimi tetikleyen şey, siz değerli okuyucularımsınız. Siz yazılarımı okumaya devam ettiğiniz sürece ben de elimden geldiğince yazmaya devam edeceğim. Hepinize şimdiden çok teşekkürler.
Sizin blog yazma isteğinizi tetikleyen şey nedir?


Yorum Gönder
Facebook Yorumları